21 Temmuz 2014 Pazartesi

Sosyal Medya Yönetimi

2000’li yılların başında ‘milenyum’ ve ‘yeniçağ’ tabirleri sıkça duyulur oldu. Herkesi bir heyecan ve merak sardı. Dünyanın girmiş olduğu bu yeni dönemin beraberinde ne gibi yenilikler getireceği büyük merak konusuydu. Bir süre hayatlarımızda hiçbir şeyin değişmediği söyleyebiliriz. Günlük yaşantımızın içinde yer eden ve bizi doğrudan etkileyen çok fazla değişiklik yoktu. Ama biz farkında olmasak da büyük bir değişimin temelleri atılıyor, alt yapısı oluşturuluyordu.
Çok uzak değil, yaklaşık 10 yıl önce nasıl cep telefonları kullandığımızı hatırlıyor musunuz? Sadece iletişim ihtiyacımızı karşılayan ve sabit telefonlardan tek farkı cepte taşınabilmesi olan sıradan telefonlar… Vazgeçilmez ‘Snakes’ oyununu da es geçmemeliyiz elbette. Cep telefonlarının polifonik sesli olması, renkli ekrana sahip olması, şarjının uzun gitmesi gerçekten önemli  özelliklerdi. Sonra fotoğraf ve video çeken, kameralı telefonları duyar olduk. Bu özelliklerde bir telefona sahip olmak rüya gibi bir şeydi. Ama değişim çok hızlı devam ediyordu. Her yıl değil, neredeyse her ay yeni gelişmeler, yeni teknolojik ürünler piyasadaki yerini almaya başladı. Nokia’nın N serisi o büyük patlamayı yaptığında, yaklaşık 6 yıl kadar önce, Samsung ve Apple henüz bitirici vuruşlarını yapmamıştı. Herkesin, “daha iyisi olamaz” dediği bir noktada Apple ve Samsung hayatlarımıza öyle bir girdi ki, bütün ezberler çok kısa bir sürede bozuldu. Dokunmatik telefonlarla tanışma vakti gelmişti… Dokunmatik telefonlar büyük bir heyecan yarattı ve kısa sürede en çok satılan telefon modelleri arasına girdi. Çok hızlı bir şekilde yenilenen ve geliştirilen ürünlerle mobil cihazların kimliği de tamamen değişmiş oldu. Artık internet alışveriş yapabiliyor, mobil marketlerden uygulamalar satın alarak kendi telefonumuzun özelliklerini artırabiliyorduk. Telefondan internet kullanımı eskisi kadar ürkütücü değildi. Çünkü GSM operatörleri de bu değişime ayak uydurdular. İnternet paketleriyle dolu kampanyalar yapıldı ve tüm bu gelişmelerle bir dönem geride kaldı.
İnternetin hem mobil cihazlarla hem de bilgisayarlarla hayatımıza bu denli girdiği bir dönemde yeni bir trend daha vardı ki, bütün dünyayı kısa sürede etkisi altına aldı: Sosyal Medya!

Facebook önderliğinde gelişen sosyal medya platformları, dünyanın farklı noktalarındaki insanları bir araya getiren ve sınırları bir anda ortadan kaldıran ağlar kurarak dünyanın seyrini değiştirdi. Bu platformlar iletişim kurmak, sosyalleşmek, eğlenmek, haberdar olmak, kamuoyu oluşturmak ve hatta siyasi propaganda yapmak gibi birçok farklı sebeple kullanılmaya başlandı. Yaşadığımız dünyayı adeta küresel bir köy haline getiren bu yeni iletişim sistemleri artık ayak uydurulması ve dahil olunması gereken bir yapı haline geldi. Sosyal hayatta, siyasi hayatta ve iş hayatında bu hızlı değişime uyum göstermek için yapılan çalışmalar da gecikmedi. Sosyal medya bir mecburiyet, bir zorunluluk ve uzmanlık alanı olarak günümüzde çok büyük bir gücü elinde bulunduruyor. Birkaç yıl öncesine kadar hayal bile edemeyeceğimiz bir noktada, gelecek günlerdeki gelişmeleri merak ve heyecan içinde bekliyoruz. Sosyal medya yönetimi evriminin de çok ses getireceği aşikar. Sakın "daha ne kadar ileri gidebilir ki" demeyin. Unutmayın ki; daha önce de defalarca bu yanılgıya düştük. Bu defa hazırlıklı olun. Bizden söylemesi...